POPSAV internet sitesi için hazırladığım bu yazıyı sizinle de paylaşmak istedim. Sevgimle...

Değerli Popsav Dostları,

 

Görünmez bir varlığın dünyamızı çaresiz bıraktığı bir zaman diliminden geçiyoruz. Daha ne kadar süreceği de belli değil. Hep birlikte tam bir travma yaşıyoruz. Doğa; füze rampalarıyla övünen süper güçlere ve tüm insanlığa “benim sahibim değil, konuğumsunuz, kendinize gelin!” diyerek ders veriyor.

Bu tuhaf zaman dilimini, müziğin ve sanatın iyileştirici gücüne inanarak, doğa ve çevre değerlerinin kıymetini bilerek ve tabii sağlığımızı koruyarak aşabiliriz ancak.

 

İnsan sağlığı, ruh ve beden sağlığından oluşur. Ruh sağlığının koruyucu hekimliği  müzik ve sanattır. Dünyaca yaşanan bu zor koşulları kişisel olarak, değiştiremeyeceğimizi biliyoruz. Kaygılanmamak mümkün değil, ama kaygılanmanın enerjimizi yok edeceğini de bilmeliyiz. O nedenle, yaşadığımız kısıtlı ortamlarda, mesleğimiz ve işimizle ilgili çalışarak, üreterek endişelerimizi azaltabiliriz.

 

Müzik, bünyesinde hem kişisel, hem de kollektif çalışmayı barındıran bir meslek. Bu dönemi kişisel çalışmalara ağırlık vererek sürdürmekten başka çaremiz yok!            Ayrıca, dijital dünyaya daha çok zaman ayırıp, müziğimizi, sesimizi ve şarkılarımızı bu mecralardan duyurmaya çalışmalıyız.

 

İnsanlık tarihinde; sıkıntılı, sancılı dönemler sonrası, özellikle iki dünya savaşından sonra, sanatta çok yaratıcı evreler yaşanmış. Pandemi sonrası, tüm sanat dallarıyla birlikte müzikte de yaratıcı ve bereketli bir dönemin yaşanacağına inanıyorum.

 

Her türlü sıkıntının, önce müziği ve sahne sanatlarını olumsuz etkilediğini bizler iyi biliriz. Önce müziğin ve müzik emekçilerinin doğrudan etkilendiklerini yaşayarak öğrendik artık. Bu günlerde de en büyük üzüntümüz; enstrüman çalarak yaşamını sürdüren müzisyen kardeşlerimiz ve sahne önünde, arkasında bizlere destek veren ses teknisyeninden, ışık operatörüne, organizatöründen, rodisine, tüm konser ve gösteri sanatları emekçilerinin çektiği maddi, manevi sıkıntılardır.

 

Bu sıkıntılı süreçte, Popsav’ın müzik emekçileri için organize ettiği “Dayanışma Konseri” ses getiren değerli bir etkinlik oldu.

Müzik emekçilerinin sıkıntılarına dikkat çekmek adına, ben de “Sokak Sanatçıları” adıyla metro istasyonlarında ve sokaklarda müzik yapan değerli müzisyen kardeşlerimle, İş Sanat sahnesinde bir “Yeni Yıl Konseri” verdim.

 

Bu günlerde bir de, akustik bir albüm yaptım. Yıllardır aklımda olan bir projeyi hayata geçirdim. Sevdiğim sanatçı dostlarımın, sevdiğim şarkılarından oluşturduğum bir seçkiyi, orkestra arkadaşlarımla birlikte, akustik bir sound’la yorumladık. Tüm düzenlemeleri değerli piyanist ve aranjör Firuz İsmailov’un yaptığı albüm, bu döneme yakışan bir “uzun yol albümü” oldu. Gidemediğimiz “uzun yol”un albümü!... Uzun yolları, uzun yolların sonundaki turneleri ve konserleri çok özledik!..

 

Oysa, Pandemi’yi iyi yöneten uygar ülkeler, virüsü kontrol altına alıp konserlere başladılar bile. Bu yazın ortasına doğru, “maske, mesafe ve hijyen” kurallarıyla biz de konserlere başlayabilsek ne güzel olur!..

Sevgili Popsav dostları,

Bu zorluklar gelip geçecek, bu sıkıntılı dönemi de aşacağız. Yeter ki içimizdeki umudu ve yaşam sevincini kaybetmeyelim. Özlediğimiz coşkulu konserlerde buluşmak dileğiyle ve sevgiyle…